bilezik

bilezik
кольцо, поясок, ободок, хомут
- sıkıştırma bileziği
- sıkma bileziği
- sütun bileziği
- tepe bileziği

İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. . 2005.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Смотреть что такое "bilezik" в других словарях:

  • bilezik — is., ği 1) Genellikle altın, gümüş vb. elementlerden yapılan ve bileğe süs için takılan halka Saçları o kalın altın bilezikler gibi yaldız sarısına boyalıdır. M. Ş. Esendal 2) İki borunun ucunu birleştirmeye yarayan halkaya benzer parça Sonra… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • altın bilezik — is., ği 1) Kola takılan ve pek çok türü olan, altından yapılmış süs eşyası 2) mec. Geçimi sağlayan sanat veya meslek Bileğimde keman gibi altın bilezik var. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilak yüzük — bilezik, misam, dest i bend …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KULB — Bilezik. * Bir yılan cinsi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • hal hal — bilezik, altın …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • μπιλετζίκι — το είδος βραχιολιού. [ΕΤΥΜΟΛ. < τουρκ. bilezik] …   Dictionary of Greek

  • belciug — BELCIÚG, belciuge, s.n. 1. Verigă de metal de care se prinde un lacăt, un lanţ etc. ♢ expr. A pune (sau a atârna cuiva) belciugul în nas = a pune stăpânire (pe cineva), a avea (pe cineva) în mână. (fam.) A (nu) fi câştigat la belciuge = a (nu) fi …   Dicționar Român

  • akıtma — is. 1) Akıtmak işi 2) Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke 3) Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • altın — is., kim. 1) Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 1064 °C de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, zer (simgesi Au) Altın çok eski zamanlardan beri para basımında kullanılmaktadır. 2) sf. Bu elementten yapılmış Müsteşar,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilezikli — sf. 1) Bileziği olan 2) Bilezik takmış olan Panjurun gölgesinde beliren altın bilezikli, zayıf bir kadın kolu gördüm. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • burma — is. 1) Burmak işi 2) Sarığıburma tatlısının kısa söylenişi 3) Burularak yapılmış bilezik 4) sf. Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»